Smear testi nedir?
Başta rahim ağzı ( serviks ) kanseri olmak üzere rahim ağzındaki hücresel düzensizlik ve kanser öncüsü hücrelerin ve enfeksiyonların saptanmasında kullanılan smear testi ayrıca rahim iç zarı ( endometrium ) kanserinin de erken teşhisine yardımcı olabilir. Böylelikle hücresel bozukluklar rahim ve rahim ağzı kanserine dönüşmeden erken evrede tespit edilir. Hasta sağlığına tamamen kavuşabilir.
Smear test hangi hastalıkların tanısı için kullanılır:
Smear testi (Pap smear veya Pap testi), özellikle aşağıdaki hastalıkların ve durumların erken tespiti ve takibi için kullanılır:
- Rahim ağzı kanseri: Smear testi, rahim ağzında kanser öncesi lezyonları veya rahim ağzı kanserini erken dönemde tespit etmek için kullanılır. Erken teşhis, tedavinin daha etkili olmasına ve hastalığın ilerlemesinin önlenmesine yardımcı olabilir.
- Prekanseröz lezyonlar: Rahim ağzında kanser öncesi hücresel değişiklikler, smear testi ile saptanabilir. Bu lezyonlar zaman içinde kansere dönüşebilir, ancak erken teşhis ve tedavi ile önlenebilir.
- Human Papillomavirus (HPV) enfeksiyonu: Smear testi aynı zamanda HPV enfeksiyonunun varlığını tespit etmek için de kullanılabilir. HPV, rahim ağzı kanserinin başlıca nedenlerinden biridir ve smear testi ile bu enfeksiyonun varlığı araştırılabilir.
- Rahim ağzı enfeksiyonları: Smear testi, rahim ağzında diğer enfeksiyonların varlığını da tespit etmek için kullanılabilir. Örneğin, bakteriyel enfeksiyonlar veya mantar enfeksiyonları gibi diğer tıbbi durumlar belirlenebilir.
- Diğer rahim ağzı hastalıkları: Smear testi, rahim ağzında diğer anormal hücresel değişiklikleri veya hastalıkları da tespit etmek için kullanılabilir.
Smear testi nasıl yapılır:
Smear Testi, rahim ağzı ( serviks ) denilen bölgeden 5-10 saniye gibi kısa süre içinde ağrısız olarak fırça yardımıyla sürüntü alınması işlemidir.
Rahim ağzı, rahmin vajina içinde yer alan kısmı olup jinekolojik muayene esnasında spekulum uygulaması ile gözle görülebilen kısmıdır. Rahim ağzı muayene esnasında doğum yapmamış kadınlarda ortası delik yuvarlak bir yapı olarak izlenir. Vajinal doğum yapan kadınlarda orta kısım yatay bir çizgi halini alır.
ASCUS nedir, ne yapılmalıdır:
ASCUS sonucu, smear testi sırasında rahim ağzındaki hücrelerde hafif anormalliklerin tespit edildiğini belirtir. Ancak bu değişikliklerin kanserle ilişkilendirilmesi zordur ve genellikle enfeksiyonlar, inflamasyonlar, hormonal değişiklikler veya normal vücut tepkilerine bağlı olarak ortaya çıkabilir.
Ancak böyle bir durumda smear testinin yenilenmesi için bir yıl beklenmez. 2-3 ay sonra smear testi tekrar edilmelidir.
ASCUS tanısında 2-3 ay yeniden smear alınması için beklemek yerine “kolposkopi” adı verilen bir büyüteç ile rahim ağzı detaylı olarak değerlendirilir. Bu değerlendirme esnasında riskli / şüpheli bir bulgu saptanırsa o bölgeden kesin tanı amacıyla servikal biyopsi işlemi ile doku örneği küçük bir parça olarak alınarak incelemeye gönderilebilir.
Yine ASCUS saptanan hastalarda Human Papilloma Virüsü Tiplendirme Testi yapılarak olayın önemi hakkında detaylı bilgi sahibi olunabilir. Bu sonuca göre HPV aşısı yapılabilir veya kolposkopi ile detaylı değerlendirme yapılabilir.
Yeniden smear alınması için 2-3ay beklemenin zararı olmaz, bu esnada hastalık ilerlemez.
LSIL nedir,ne yapılmalıdır:
Türkçe anlamı “Düşük Dereceli Skuamöz İntraepitelyal Lezyon” olarak çevrilebilir. LSIL sonucu, smear testi sırasında rahim ağzındaki hücrelerde düşük dereceli anormalliklerin tespit edildiğini belirtir. Bu tür anormallikler, genellikle hafif hücresel değişiklikler olarak kabul edilir ve rahim ağzı kanseri riski düşüktür. Ancak, bu tür değişikliklerin zaman içinde kanserleşme potansiyeli vardır ve yakın takip gerektirebilir.
LSIL Smear testinin incelenmesi sonucunda bazı alanlarda hücresel bozukluklar saptanmıştır. Saptanan kanser öncüsü hücreler hastanın rahim ağzı kanseri olduğunu göstermez. L SIL tanısı alan olguların %90’ında bağışıklık sistemi iyi ise kendiliğinden iyileşme ve tam bir sağlık hali meydana gelir. Ancak takiplerini sağlık kontrollerini ihmal eden bağışıklık sistemi güçlü olmayan hastaların %10’unda hastalık ilerleyip H SIL denilen 3. Derece hastalık evresine ilerleyebilir.
L SIL saptanan hastalara kolposkopi aleti ile rahim ağzı büyütülerek detaylı olarak incelenir. Şüpheli alanlardan dokulardan incecik doku örnekleri alınır. Buna “servikal biopsi” işlemi adı verilir. İşlem biraz ağrılı olabilir. Ancak hastaya anestezi verilmesine gerek yoktur.
HSIL nedir ne yapılmalıdır:
Türkçe anlamı “Yüksek Dereceli Skuamöz İntraepitelyal Lezyon” olarak çevrilebilir. HSIL sonucu, smear testi sırasında rahim ağzındaki hücrelerde yüksek dereceli anormalliklerin tespit edildiğini belirtir. Yüksek dereceli anormallikler, hücrelerin ciddi değişiklikler geçirdiği ve kanserleşme potansiyeli taşıdığı anlamına gelir. HSIL, rahim ağzı kanseri riski daha yüksek olan bir durumdur.
HSIL sonucu alan kadınlara, doktorları tarafından aşağıdaki adımlar önerilebilir:
- Kolposkopi: HSIL sonucu alan kadınlar, doktorları tarafından kolposkopi adı verilen bir muayene için yönlendirilebilir. Kolposkopi, rahim ağzı ve vajinanın özel bir cihazla büyütülerek incelenmesidir. Bu muayene, anormal bölgeleri daha yakından incelemek için yapılır ve gerektiğinde biyopsi alınabilir.
- Biyopsi: Kolposkopi sırasında şüpheli alanlar tespit edilirse, doktor, o bölgelerden doku örneği almak için bir biyopsi yapabilir. Biyopsi, hücrelerin kanser veya prekanseröz lezyonlar açısından daha ayrıntılı olarak değerlendirilmesini sağlar.
- Tedavi: HSIL sonucu alan kadınlar, biyopsi sonuçlarına ve rahim ağzı durumuna bağlı olarak uygun tedavi yöntemleri için doktorlarıyla görüşmelidir. Tedavi, lezyonların çıkarılması veya diğer tıbbi prosedürlerle yapılabileceği gibi, ciddi durumlarda rahim ağzı kanserine karşı koruyucu ameliyatlar da gerekebilir.
HSIL sonucu alan kadınlar için erken teşhis ve uygun tedavi, rahim ağzı kanseri gelişimini önlemeye yardımcı olabilir. Düzenli taramalar ve doktorunuzun önerilerini takip etmek, sağlığınızı korumak için önemlidir.
Smear testinin önemi nedir:
Smear testi (Pap smear veya Pap testi), kadınların rahim ağzı kanseri ve prekanseröz lezyonları erken tespit etmek için yapılan önemli bir tarama testidir. Bu nedenle smear testinin önemi oldukça büyüktür. İşte smear testinin önemini vurgulayan bazı nedenler:
Erken Teşhis: Smear testi, rahim ağzındaki hücresel değişiklikleri erken dönemde tespit etmeye yardımcı olur. Erken teşhis, kanser veya prekanseröz lezyonların tedavisinin daha etkili olmasını sağlar ve hastalığın ilerlemesini önler.
Kanser Öncesi Lezyonları Tespit Etme: Smear testi, rahim ağzında kanser öncesi lezyonları (LSIL ve HSIL gibi) belirlemeye yardımcı olur. Bu lezyonlar, kanser öncesindeki anormal hücresel değişikliklerdir ve zaman içinde kansere dönüşebilirler. Smear testi, bu lezyonların erken tespitiyle tedavi edilebilirliklerini artırır.
Düşük Maliyetli ve Kolay Uygulanabilir: Smear testi, düşük maliyetli ve genellikle nispeten kolayca uygulanabilen bir tarama yöntemidir. Çoğu kadın için rahatlıkla yapılabilir ve sonuçlar hızlıca elde edilebilir.
Rahim Ağzı Kanserinin Önlenmesi: Smear testi sayesinde rahim ağzı kanserinin erken teşhisi ve önlenmesi mümkündür. Bu sayede kadınların sağlığı korunur ve hayat kurtarılır.
Düşük Riskli HPV (Human Papillomavirus) Enfeksiyonlarının Tespiti: Smear testi, düşük riskli HPV enfeksiyonlarını da tespit edebilir. Bu enfeksiyonlar genellikle kendiliğinden düzelir, ancak bazı durumlarda dikkatli takip gerekebilir.
Smear testi düzenli olarak yapıldığında, rahim ağzı kanseri ve prekanseröz lezyonların erken teşhisi mümkün olur ve hastalıkların ilerlemesi önlenebilir. Bu nedenle, tıbbi önerileri takip etmek ve düzenli tarama programlarına katılmak önemlidir.
Smear testi yapılmaya nezaman başlanmalıdır:
Smear testine ne zaman başlanacağı, kişinin yaşına, cinsel aktivitesine başlama zamanına ve risk faktörlerine göre değişebilir. Genellikle, smear testi yapılacak yaş aralığı ve başlama zamanı, sağlık otoriteleri ve tıbbi dernekler tarafından önerilen kılavuzlara göre belirlenir. Ancak, ülkeden ülkeye ve sağlık kurumlarına göre değişebilecek bazı genel öneriler mevcuttur.
Örneğin, Amerikan Jinekologlar ve Obstetrikçiler Koleji (ACOG) tarafından önerilene göre:
- 21 yaşında başlanmalı: Smear testi, cinsel aktiviteye başlamamış olan kadınlarda bile, 21 yaşına geldiğinde yapılmalıdır.
- 21-29 yaş arası: Bu yaş aralığındaki kadınlara, her 3 yılda bir smear testi yapılması önerilir. HPV testi rutin olarak yapılmaz, ancak HPV enfeksiyonu durumunda ek takip yapılabilir.
- 30-65 yaş arası: Bu yaş aralığındaki kadınlara, 5 yılda bir smear testi veya 5 yılda bir smear testi ile birlikte HPV testi (ko-test) yapılması önerilir. Ko-test, rahim ağzı kanseri ve prekanseröz lezyonları daha hassas bir şekilde tespit etmeye yardımcı olabilir.
- 65 yaş ve üstü: Eğer son üç smear testi normal çıkmışsa ve kadının düzenli taramaları normalse, smear testine devam etmek genellikle gerekli değildir. Ancak daha önce anormal sonuçlar alındıysa veya kanser riski yüksekse, doktorunuz önerisine göre tarama süreci devam edebilir.
Smear testinin yapılma sıklığı ne olmalıdır:
Smear testinin yapılma sıklığı, kadının yaşına, tarama sonuçlarına, tıbbi geçmişine ve risk faktörlerine bağlı olarak değişebilir. Sağlık otoriteleri ve tıbbi dernekler, smear testi için genel olarak aşağıdaki önerilere uygun tarama sıklıklarını belirler:
21-29 yaş arası kadınlar: Bu yaş grubundaki kadınlara, her 3 yılda bir smear testi yapılması önerilir. Bu dönemde HPV testi rutin olarak yapılmaz.
30-65 yaş arası kadınlar:
- Her 3 yılda bir smear testi yapılabilir.
- Her 5 yılda bir smear testi ile birlikte HPV testi (ko-test) yapılabilir.
65 yaş ve üstü kadınlar: Eğer son üç smear testi normal çıkmışsa ve kadının düzenli taramaları normalse, smear testine devam etmek genellikle gerekli değildir. Ancak daha önce anormal sonuçlar alındıysa veya kanser riski yüksekse, doktorunuz önerisine göre tarama süreci devam edebilir.
Bu önerilere ek olarak, kadının tıbbi geçmişi, rahim ağzı kanseri veya prekanseröz lezyonlar ile ilgili önceki tarama sonuçları, HPV enfeksiyonu durumu gibi risk faktörleri de dikkate alınır. Özellikle kadınların cinsel geçmişi, cinsel aktivite yaşını başlama zamanı ve cinsel partner sayısı da tarama sıklığını etkileyebilir.